Diyetisyen İrem Nur Kubanlı, “Işık Suyunun faydalarına baktığımızda vücutta bir arınma, detoks etkisi oluşturuyor. Hücre içi sıvıyı arttırırken, hücre dışı sıvıyı azaltıyor. Ödem azaldığı için adrenalin dediğimiz stres hormonu azalıyor. Stres hormonumuz ve adrenalin azaldığı içinde stres, uyku bozuklukları gibi depresif belirtilerin gerilemesini sağlıyor. Bunun yanında antioksidan kapasiteleri var. Hücre yenilenmesi, cilt, tırnak ve saç sağlığı içinde çok önemli” dedi.
Diyetisyen İrem Nur Kubanlı, tvDEN ekranlarında yayınlanan Gazeteci Emin Aydın’ın hazırlayıp sunduğu Baş Başa’da Sağlık Vakti programının konuğu oldu. Kubanlı, Işık Suyunun sodyum içeriği az olan himalaya tuzuyla yapılmasının daha akıllıca olduğunu söyledi.
“IŞIK SUYU GELENEKSEL HİNT TIBBINDA KULLANILAN BİR YÖNTEM”
Işık Suyu hakkında bilgi veren Kubanlı, “Eskiden beri uygulaması olan, eski geleneksel Hint tıbbında kullanılan bir yöntem. Baktığımızda tekrar popüler hale gelmiş durumda. Sosyal medyada da çok sıkça karşılaştığımız bir şey. Benim de danışanlarımdan çok sık duyduğum bir şey Işık Suyu. Ben de bunun üzerine eğildim, baktım. Aslında içeriği tuzlu su. Tuzlu bir mineral içeren himalaya tuzunu baz alan bir tuzlu su çözeltisi. Vücutta negatif iyon salarak vücutta oluşan pozitif iyonlara karşı bir nötr etmek amacıyla kullanılıyor. Aslında bir detoks amacıyla kullanılıyor. Başta himalaya tuzunu içeriyor, çünkü içeriğinde 80’e yakın mineral var. Sodyum oranı düşük ama yine de sodyum oranı var. Bunun yanında doğal deniz suyu ve doğal kaya tuzlarından da Işık Suyu dediğimiz madde elde ediliyor. Aslında eski anlamı soley diye geçiyor, güneşe ışık anlamına geliyor. Oradan gelen bir terim aslında Işık Suyu. Tekrar popüler hale geldi, çok sık olarak kullanılmaya başlandı” dedi.
“VÜCUTTA DETOKS ETKİSİ OLUŞTURUYOR”
Işık Suyunun vücutta detoks etkisi oluşturduğunu belirten Kubanlı, “Vücudumuz bir tuz eksikliğine de maruz kalıyor. Yazın ciddi bir tuz kaybına neden oluyor. Bunun yanında hücre içi ve hücre dışı suların değişmesi, topraklarımızın fakirleşmesi ve sularımızın düşük kalitede olması bunların hepsinin toplamıyla birlikte kişide genel bir tuz eksikliği yani mineral eksikliği görülüyor. Bunun ne düzeyde olduğunu ölçüm almadan tam olarak tahin edemiyoruz. Burada mineral yüküne bakarak karar verebiliyoruz. Kişide mineral değerlerine bakarken ödem var mı, ikisine birlikte bakmak gerekiyor. Bir kronik rahatsızlık var mı ona bakarak karar veriyoruz. Eğer eklenecekse de bunun kişinin sabah aç karna olması gerekiyor. Hiçbir şey yemeden o tuzun vücudunuza yerleşmesi lazım, tam emilebilirliği ve kullanılabilirliği olması lazım. Faydalarına baktığımızda vücutta bir arınma, detoks etkisi oluşturuyor. Hücre içi sıvıyı arttırırken, hücre dışı sıvıyı azaltıyor. Ödem azaldığı için adrenalin dediğimiz stres hormonu azalıyor. Stres hormonumuz ve adrenalin azaldığı için stres, uyku bozuklukları gibi depresif belirtilerin gerilemesini sağlıyor. Bunun yanında antioksidan kapasiteleri var. Hücre yenilenmesi, cilt, tırnak ve saç sağlığı içinde çok önemli aslında. Alınabilir tabi ama bunun ölçülü ve gramajlı olarak çalışılması lazım” diye konuştu.
“İÇERİĞİNDE SODYUM OLDUĞUNDAN DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR”
Kubanlı, “Eskiden beri kullanıldığı için bir daha değerlendirilmeye alınacak olan bir yöntem. Şu an için yeni çalışmalar yok. Kanıtlanmış, yapılmış, uygulanmış ya da sağlığın diğer yönlerinde olumlu etkilerinin olduğu verilere ulaşılamamış. O yüzden de biraz daha şüpheli yaklaşmak gerekiyor. İçeriğine baktığımızda sodyum olduğundan dolayı dikkatli olmak gerekiyor. Hangi gruptaysanız kalp yetmezliği, hiper tansiyon, bunun yanında ödem tutan hastalar, böbrek hastaları gibi türevlerde bizim tuz tüketiminden kaçınmamız gereken hastalık grupları. Bu grup hastalarda kesinlikle tüketmiyoruz” dedi.
“HİMALAYA TUZUNU TERCİH ETMEK DAHA AKILLICA”
Işık Suyunun hazırlanışı hakkında konuşan Kubanlı, “Kristal tuz parçaları halinde satın alıyorlar, o şekilde piyasada bulunuyor. Gerçekten bu tuz içeriğinde himalaya tuzunun olması biraz daha ön planda. Deniz tuzu ve kaya tuzunda sodyum içeriği biraz daha yüksek, en azından himalaya tuzunu tercih etmek daha akıllıca. Birde hazırlanışına baktığımızda genelde, bir litre suyun yarısı kadar tuz, yarısı kadar su doldurup yoğun bir tuz çözeltisi halinde karıştırılarak elde ediliyor. Bunun kullanımına baktığınızda bu sizin bir mayanız gibi oluyor. Bir bardak suya bir çay kaşığı kadar o tuzlu sudan alarak her gün içmeyi hedefleyen bir su. Baktığımızda gramajının ne kadara geldiğine, biraz yüksek kaçabiliyor. En mantıklısı bir litre suya yarım çay kaşığı yani bir gram tuzu geçmeyecek şekilde yapılıp, bunu beş güne bölerek her gün 200 miligram şekilde içilmesini öneriyorum” ifadelerini kullandı. (AYHAN BOĞATARAN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.