- 23 Şubat 2012, Perşembe
Doğru Beslenme
Japonya’da pirinç tüketiminin yaygın olduğu yıllarda (1900) 12 yaş grubu çocuklarda ortalama boy ölçüsü 134 cm iken besin üretimi ve tüketimindeki artışa paralel olarak 1940 yılında 138 cm’ye yükselmiş, savaş yıllarında ise 136 cm’ye düşmüştür. Bu ülkede 1950 yılından sonra ekmek, süt, peynir ve ayrıca C vitaminince zengin besinleri içeren okul beslenmesi uygulanmış ve 1960 yılında aynı yaştaki çocukların boyları uzayarak ortalama 142 cm’ye ulaşmıştır (Demirci M., Beslenme 2002).
Günümüzün en önemli problemlerinden yetersiz ve dengesiz beslenmenin sonuçları olarak; çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, gelişme çağında zeka geriliği ile enfeksiyonlara karşı dirençsizlik ve yetişkinlerde iş veriminin düşük olması gösterilebilir. Yanlış ve yetersiz beslenme sonucu vücut ağırlığında meydana gelen aksaklıklar daha sonra uygulanacak tedavi ve alınacak takviyeler ile ortadan kaldırılabilecekken beyin üzerindeki olumsuzluklar giderilememektedir. Bu nedenle anne karnından itibaren beslenmeye çok önem verilmelidir. Bunun devamında da çocuğa yaşamının her döneminde tüm besin gruplarından tüketme alışkanlığı kazandırılmalı, yemediği ya da tadına bile bakmadan yemek istemediğine karar verdiği besinleri zorlamadan içine farklılıklar katarak sevdirilmelidir. Zaten dengeli ve doğru beslenme alışkanlığı kazandırılmış bireyler de aynı özelliklere sahip fertleri içinde barındıran toplumların oluşumunda katkı sağlayacaklardır.
Bunun için bilinmesi gereken bazı noktaları paylaşmalıyız;
-Tek yönlü beslenme sindirim sistemi için zararlı olacağından(kabızlık gibi) öğünler çeşitli besinlerden oluşmalıdır.
-Günlük tüketilen enerji miktarından fazla enerji alınmamalıdır ki şişmanlığa sebep olmasın
-Şekerleme, çikolata, reçel gibi şekerli gıdaların tüketimi kontrol altında tutulmalıdır.
-Şeker ihtiyacı daha çok tahıl ürünleri, meyveler ve patates gibi sebzeler ile karşılanmalıdır.
-Fazla tuz alışkanlığından vazgeçilmeli.
-Okullarda beslenme ile ilgili bilgiler verilmeli ki doğru gıda seçimi yapabilen bireyler yetişsin.
-Hazır gıdalardan çok evde hazırlanmış tazeliğinden ve temizliğinden emin olduğumuz besinleri tüketme alışkanlığı edinmeliyiz.
Süt ve süt ürünleri, ekmek ve patates gibi besinler gıda bileşenleri açısından son derece zengindirler. Bu gıdaların normal düzeyde alınmaları ile protein, vitamin ve minerallerin minimum ihtiyacı karşılanabilir.
Sebze ve meyveler az enerji içermelerine rağmen vitamin, mineral ve lif açısından son derece zengindirler.
Hayvansal protein ihtiyacı, süt ve ürünleri, balık, yumurta ve beyaz et ile karşılanmalı.
Pasta, şeker, reçel, marmelat gibi tatlı yiyecekler beslenme açısından çok gerekli olmamakla birlikte damak zevki yüzünden tüketilecekse çok dikkatli olunmalıdır.
Yağ ve kırmızı et ise daha az tüketilmesi gereken gıdalardır.
En azından bu noktalara dikkat edilerek hazırlanan öğünler ile beslenen bireylerin hem vücut sağlığı hem de sosyal hayata hâkimiyetleri daha iyi olacaktır.
Zaman zaman vücudumuzda bize bazı sinyaller vererek beslenme alışkanlığımız hakkında uyarılarda bulunmakta. Bunlardan bazıları;
- Soluk beniz, üşüme; demir ,B12 vit. Ve folik asit eksikliği
- Tırnaklarda beyaz lekeler; çinko eksikliği
- Saç dökülmesi; çinko, demir eksikliği
- Egzama; Yağ asitleri, çinko eksikliği
- Gözlerde kanlanma ve duyarlılık; A ve B vit. Eksikliği
- Sinirlilik, hızlı kalp atışı, depresyon; B vit. Eksikliği
- Erkek ve kadında kısırlık; E vit, çinko, manganez eksikliği
- Regl öncesi ağrı, kramp; kalsiyum ve magnezyum eksikliği
- Yorgunluk, baş dönmesi; Sodyum, demir eksikliği.
Bu uyarıları görmemek için beslenmemizde mutlaka meyveye, sebzeye ve de hayvansal proteinlere yer vermeye özen göstermeliyiz.
- Kurban Bayramında Dikkat! 23 Ekim 2012, Salı Bayramı sağlık ve huzur içinde tadında geçirebilmek için özellikle kalp-damar rahatsızlığı ve kolesterolü olanlar için et tüketiminde aman dikkat diyoruz.
- Sadece tüketmek için mi?! 14 Haziran 2012, Perşembe Yediklerimizi içtiklerimizi irdeliyor muyuz? “Ambalajlı olanlar sağlıklıdır” ya acaba gerçekten de öylemi? Peki raf ömrüne, son kullanma tarihine (bu çok
- Ferahlarken şifa da bulalım! 24 Mayıs 2012, Perşembe Artık yaz geldi manavların, pazarların tezgahlarını rengarenk, birbirinden sulu birbirinden lezzetli, şifa kaynağı meyveler doldurmaya başladı. Bu meyveler
- Doğru Beslenme 23 Şubat 2012, Perşembe Sağlıklı ve başarılı bireyler olabilmenin yolu doğru ve dengeli beslenmeden geçer. Yapılan bazı araştırmalarda vücut gelişimi üzerinde besin çeşitliliğinin
- Lezzeti içindeki zenginliğinden! 30 Aralık 2011, Cuma Mübarek Muharrem ayını yaşarken konu komşu hısım akraba pür telaş pişirip sevdikleri ile paylaştı biz de bol bol yeme fırsatı bulduk. Evet Aşure… Nuh Aleyhisselamın
- Yaşamın ta kendisi; SU (2) 8 Aralık 2011, Perşembe Suyumun güvenli olduğunu nereden anlarım? *Şişelenmiş sular Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli olarak analizlerle denetlenmektedir. Bu analiz sonuçları
- Yaşamın ta kendisi; SU 25 Kasım 2011, Cuma Su,bizi çevreleyen tabiat ana ve canlıların yaşamı için rakibi olmayan bir elementtir.Bolluğunda değeri tam anlaşılamaz fakat yokluğu hastalık ve ölümle
- Gıda Mühendisi Şermin Örter de Madran’da 23 Kasım 2011, Çarşamba Yazar kadromuz genişlemeye devam ediyor. Çine Madran Gazetesi’nin yazar kadrosuna Çine Belediyesi Topçam Su Fabrikası Mesul Müdürü Gıda Mühendisi Şermin
- Başkan üzerine düşeni yaptı, sıra bizde Emin Aydın
- ALABANDA KÜLTÜR VE BAHAR ŞENLİĞİ Arif Ali Uyguç
- KURBAN BAYRAMINDA NASIL BESLENMELİYİZ? Diyetisyen Hilal Akbulut
- Seçimler bitti mi? Talât Yörük
- Hayal kurmak Sezgin MADRAN
- Ağzınızın tadı mı yok? Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU
- Yaşlılık ve sağlıklı yaşam Prof. Dr. Nefati Kıylıoğlu
- Hamilelikte nasıl beslenmeliyiz? Aylin Dinçer
- Ağaç yaşken eğilir Nilüfer Kabalı
- Kurban Bayramında Dikkat! Şermin Örter
- 90’larda genç olmak Kazım Aksoy
- Çuha çiçeği Cihan Uyan
- Çine'nin neyi eksik? Bekir Tosun
Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.