Kış mevsiminin yoklamaya başladığı Aralık ayının gelmesiyle birlikte hayatımızda da kışa ayak uydurmak için değişiklikler olmaya başladı. Yılın yorgunluğunun üzerimize çökmesiyle beraber; sobaların kurulması, odun kömürünün satın alınması ve yünlü kazakların gün yüzüne çıkması ilk yaptığımız değişiklikler. Evimizin düzenini değiştiren kış mevsimi kapımızın önündeki aracımızın da çalışma düzenini elbette değiştirmekte. Belki farkında değiliz ama onun da mutlaka kışa hazırlanması gerekiyor. Geride kalan yılın yorgunluğu onun da üzerine çöktü. Dile kolay; üstünden yakıcı koca bir yaz mevsimi geçti ve havalar soğumaya başlayınca normal olarak o da zorlanmaya başladı.
Sabah onunla ilk buluşmamızda bastığımız marşla, akşam eve geldiğimizde kapattığımız son kontak arasında aracımız kış mevsimine ne kadar hazır? Gelin bu ilk marşla son kontak kapama arasına bir bakalım.
Aracımızın kış aylarındaki ilk marşı çok önemlidir, artık sabahları aracımızın motoru normal zamanlardan daha soğuktur ve nasıl biz soğuk odaya uyanmakta zorlanıyorsak aracımız da soğuk bir ortamda uyanmakta zorlanacaktır. İlk marşta neredeyse aracımızın canı çekilecektir.
Çünkü gece ısının düşmesiyle beraber akünün kurşunları sertleşecektir. Bu durumda eğer akü ömrünü tamamlamış veya araçta elektrik kaçağı varsa akümüz marş basmayacak veya marş basmakta zorlanacaktır. Buna sebebiyet vermemek için ilk olarak akü bakımınızı ve aracınızın sarjını ölçtürün.
Aracımızı ilk çalıştırdığımızda mümkün olduğunca rölanti de çalıştırıp yüksek devirli gaz vermemeliyiz ki motorda telafisi olmayan aşınmalara sebebiyet vermeyelim. Eğer motorunuzda doğru yağı kullanmıyorsanız yoğunlaşan yağ geç yağlama yapacağı için motorunuza zarar verebilir. Kış şartlarında motor yağınızı sık sık kontrol ettirin.
Isınma sorunu yaşamamak için ısıtma ve soğutma sisteminizi kontrol ettiriniz, yaz aylarında klimanızı yoğun olarak kullandığınız için kirlenen ve bakteri üreten polen ve hava filtrenizi kışa girerken kendinizin ve ailenizin sağlığı için mutlaka değiştirin.
Soğutma sistemini korozyona karşı koruması amacıyla yaz kış kullanılması gereken antifrize aynı zamanda kışın radyatör suyunuzun donmasını da önler, bu sebepten radyatör sıvısının antifrize yoğunluğunu mutlaka ölçtürün, derecesi düşükse de değiştirin.
Yağmurlu ve karlı havalarda görüşünüzü önemli ölçüde arttıran silecek sisteminizi elden geçirtin, yaz aylarında yoğun ısıya maruz kalan haliyle kuruyan ve çatlayan silecek lastiklerinizi mutlaka yenileyin, aksi takdire camınızda çizilmeler ve yağmur esnasında görüş kaybı yaşarsınız. Kışın yine çok kullanacağınız su fıskiye uçlarını temizletip sert soğuklarda donmayacak konsantre antifrizli cam suyu ile normal cam suyunuzu değiştirin. Bazılarımız sabahları camlardaki buzlanmayı temizlemek için soğuk su döker ve o buzlanma daha da yoğunlaşır, eğer sabahları camlarda buzlanma varsa normal çeşme suyu yerine ılık su dökmeniz işinizi daha da kolaylaştıracaktır. Yağışlı havalarda işinizi kolaylaştıracak bir diğer işlem ise camlarınızı yağmur kaydırıcı uygulaması yaptırmak, bu işlem sayesinde çok sık silecek çalıştırmak zorunda kalmazsınız.
Evet sıra geldi en önemli ve en hayati noktaya, aracımızın lastiklerine. Bilindiği üzere günümüz şartlarında ülke genelinde 1 Aralık ve 1 Nisan tarihleri arasında yük ve yolcu taşıyan tüm ticari araçlarda kış lastiği kullanımı zorunlu hale geldi. Bölge itibari ile ilimizde bu konu çok tartışılmakta. Sonuçta mutlaka maddi bir külfet ve on yılda bir kar yağıyor ama kış lastiği sadece karlı bölgelerde değil yağmurlu ve ıslak zeminde, çamurlu zeminde ve en önemlisi gizli buzlanmanın olduğu noktalarda adeta yola yapışan bir lastik bunu taktırmak kesinlikle faydalı taktırmamak ise dönüşü olmayan sonuçlara sebep olabilir. Neyse kış lastiği tartışmasına daha fazla dahil olmadan bizim lastiklerimiz kışa hazır mı değil mi ona bakmamız lazım. İlk olarak soğuyan havayla beraber sertleşecek olan lastiklerimizin diş derinliğini ölçtürmemiz lazım 3mm. nin altında diş derinliğine düşen lastiklerimizi değiştirmemiz gerekmektedir. Lastiklerimizin hava basıncını ölçtürmemiz bizi yola daha emniyetli bağlayacaktır, doğru hava basıncı hem bizi hem aracımızı hem de lastiğimizi koruyacaktır. Eğer mümkünse lastiklerinize normal hava yerine nitrojen gazı bastırmanız aynı şekilde fayda sağlayacaktır. Gelelim atladığımız bir diğer konuya lastiğimizin diş derinliği normalin üstünde, hava basıncı da normal seviyede peki ya lastiğimizin stok ömrü? Aslında en önemli noktalardan birisi de bu, lastiğimiz karşıdan baktığımızda problemsiz görünüyor ama stok ömrünü tamamlamış işte bu en tehlikelisi, stok ömrünü tamamlamış olan lastiğin her ne kadar diş derinliği normal olsa da yanakları çatlamış, dişleri kurumuştur ve bu lastikler tıpkı diş derinliği düşmüş, hava basıncı dengesiz hale gelmiş lastikler gibi ıslak ve kuru zeminde sabun üstünde kayar gibi kayar, pimi çekilmiş bomba gibi her an gümleyebilir ve fren mesafesi çok uzar! Unutmayalım ki lastikler sadece aracımızı yola bağlamıyor bizi ve sevdiklerimizi de hayata bağlıyor.
Aracınız bakımlı emniyet kemeriniz takılı olsun…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.