Nar

Soyağacınızı bilir misiniz? Ben bilmem. En çok babamın babasına ve annemin dedesine kadar bilirim. Ben bu soyağacının nar ağacına benzetirim ve ben bu ağacın bir meyvesini değil meyvedeki 5 veya 6 odacıktan birini bile dolduracak bilgiye sahip değilim.

Ya sizin bilginiz ne kadar? Neyse biz soyağacımızı değil de nar ağacımıza bir bakalım.

Bilimsel adı PUNİCA GRANATUM olan narımız kışın yaprağını döker. Türkiye, Batı Asya ve Akdeniz kıyıları vatanıdır. Bol güneşli ve ılıman iklimleri çok sever. Kendine özgü kırmızı çiçekleri çan şeklindedir. Narın bilimsel adındaki PUNİCA kelimesi FENİKE ÜLKESİ anlamındadır. Side’nin antik çağdaki anlamı da nardır. Nar kültüre alınan en eski meyve türüdür.

Meyvemizin ekşisi, tatlısı, sulusu vardır. Meyvesinden nar ekşisi, pekmezi yapıldığı gibi son zamanlarda revaçta olan Hicaz narı (sanayi narı) türünden de nar suyu üretilmekte olup yeni bir pazarı oluşmuştur.

Hititçesi NUURMU olan nar ağacı meyvesinden Hititlerde ilaç elde ediyorlardı. Nar ağacının kabukları kurt düşürücü meyvesinin kabukları ise kabız edici olarak kullanılmıştır ve hala Anadolu’da kullanılmaktadır. M.Ö. 1300’lere tarihlenen –ulu burun- batağında nar kalıntıları bulunmuştur.

Antik mitolojide Nar Tanrıça HERA ya adanmıştır. Eski Yunan mitolojisinde ise AFRODİT’İN kutsal meyvesidir.

Nar meyvesi sahip olduğu çok sayıda tohum ve kırmızı rengiyle kadın üretkenliğinin ve doğurganlığının sembolüdür. Musevi ve Hıristiyan din bilginlerine göre ADEM ile HAVVA’NIN cennetten kovulmasına neden olan meyve Elma değil nardır.

Yahudi inancında da Nar’ın kutsal sayılmasının nedeni meyvesinde 613 tohum olduğunun düşünülmesidir. TEVRAT’INDA 613 emri bulunur. Ancak her zaman narda 613 tohum olmayabilir.

Müslümanlıkta ise nar bir cennet meyvesidir. Bereketi ve verimliliği temsil eder. Ayrıca İslam inancında nar yiyen insanların kin, nefret, düşmanlık gibi kötü duygulardan uzaklaşacağına inanılır.

Günümüz Anadolu’sunda kutsal bilinerek korunan nar ağaçları bulunmaktadır. Aydın-Kuyucak’ta bir evin bahçesindeki nar ağacının dibinde dede olduğuna inanılmaktadır. Ağacı kesenin başına kötü bir şey geleceğinden korkulduğundan ağaç kesilmemekte ve devamlı temiz tutulup badana yapılmaktadır. Ağacın sevmediği insanları özellikle sarhoşları taşladığına inanılmaktadır. Bu ağacın meyveleri yenmekte ancak ağaç hiçbir suretle kesilmemektedir.