Latince adı –Crategus- olarak bilinen Alıç Gülgiller ailesindendir. Yurdumuzun hemen her yerinde yetişen alıcın yurdumuzda 20 yakın türü bulunmaktadır. Alıç ağacının meyvelerinin yenmesinin yanı sıra bazı yörelerde pekmez, reçel, komposto, tarhana, şerbet, alıç ezmesi ve turşusu yapılır.
Anadolu’nun ilk yazılı metinlerinin sahibi olan Hitit’lerde Alıç ağacının önemli bir yeri vardı.
Hitit’ler bir duasında – öküz sizin altınızdan geçer siz onun tüylerini çekersiniz. Koyun sizin altınızdan geçer tüylerini çekersiniz. Aynı şekilde Tanrının gazabını, hiddetini ve öfkesini de çek, denilmektedir.
Günümüzde ise Alıç türlerinin gerek meyvesi gerek çiçek ve yapraklarından yapılan çayları insan metabolizmasındaki en önemli etkileri: Yatıştırıcı, tansiyon düşürücü kalbi güçlendirici olmasıdır.
Bir gün bunalır kendinizi sıkkın hissederseniz doğaya atın kendinizi. Bembeyaz mis kokulu çiçekler açan güzelim alıçlarımızın çiçek ve yapraklarından kendinize çaylar yapın sonbaharda olgunlaşan sarı ve kırmızı renkli mis kokulu alıç meyvelerini yiyin inanın kendinizi daha iyi hissedeceksiniz ve Anadolu insanının en az 4 bin yıllık olan alıçla olan sevgi ve muhabbeti daha iyi anlayacaksınız.
Hitit tanrılarının öfkesini kızgınlığını yatıştıran alıç günümüz insanına mı deva olmayacaktır, olacaktır elbet. O alıç ağacı ki Anadolu’nun bin tanrısını dalları altına toplamış barışçı özelliklerini insanlara sunmuştur. Anadolu insanı günümüzde de alıç ağacından medet ummaktadır. Örneğin Divriği’nin Bayırüstü Köy’ünde asırlık bir alıç ağacı ve eski mezarlar bulunan Çalgam Baba ziyareti vardır. Buraya ilkbahar ve sonbaharda toplu törenlere gidilir. Adak yerinde kurbanlar kesilir yemek yenir ve topluca dualar edilir. Kurak mevsimlerde de Çalgam babaya çıkılır yağmur duası yapılır.
Sivas insanı da alıcın olduğu yere hem ilkbahar da hem de sonbaharda gitmektedir. Eh ne diyelim rastlantının bu kadarı da ancak Anadolu’da olur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.