Fikri Haklar Hukukunda Transit Geçiş ve Serbest Bölgeler Rejimi Dahilinde Koruma Tedbirleri ve Uygulaması
Güncel ECJ ve Yargıtay Kararları Işığında Transit Geçiş ve Serbest Bölgeler Rejimindeki Malların Fikri Haklara Dayalı Durdurulması
Ülke dışından gelip, transit olarak geçilen ülkenin içerisinde piyasaya sürülmeden bir başka ülkeye taşınan mallar, transit mallar olarak tanımlanmaktadır.
Transit olarak ülkeden geçmek amacıyla geçici olarak serbest bölgelerdeki antrepolarda depolanmış olan ve depolandığı ülkede tescil edilmiş bulunan markalar ile aynı veya benzer markalı malların, bulunduğu ülke bakımından marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı son yıllarda fikri mülkiyet hukukunda üzerinde çok tartışılan konulardan birisi olarak karsımıza çıkmaktadır.
Transit mallar ülkeden;
a) Ülke sınırları içinden hiçbir depo ve antrepoda beklemeden,
b) Geçici olarak serbest bölgelerdeki depo ve/veya antrepolarda bekleyerek,
c) Ülke içinde transit geçiş beyanname numarası alarak ülke içindeki depo ve/veya antrepolarda bekleyerek, geçerler.
a) Ülke sınırları içinden, hiçbir depo veya antrepoda beklemeden geçen mallar açısından herhangi bir hukuki sorun söz konusu değildir.
b) Serbest Bölgeler ülkenin vergi mevzuatından muaf olmaları nedeniyle Serbest Bölgeler Kanunu’nun 8. Maddesi; “Serbest bölge ile Türkiye'nin diğer yerleri arasında yapılacak ticaret, dış ticaret rejimine tabidir. Serbest bölge ile diğer ülkeler ve serbest bölgeler arasında dış ticaret rejimi uygulanmaz.” Hükmünü amirdir.
Bu durumda karşımıza çıkan sorun, Serbest bölgelerde Türk Mevzuatının uygulanıp uygulanamayacağıdır. Bu konuyu öncelikle Türk Ceza Kanunu açısından değerlendirirsek; Türk Ceza Kanunu’nun 8. Maddesi; “(1)Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk Kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye'de işlenmiş sayılır.
(2) Suç;
a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
b) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
d) Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.” Hükmünü amirdir. Türk Ceza Kanunu’nun yer bakımından uygulaması başlıklı bu madde her ne kadar Serbest Bölgeleri içermese de Türk Ceza Kanunu’nun 8. Maddesinin 2 fıkrasının “a” bendinde belirtildiği gibi, Türk Ceza Kanunu “Türk kara ve hava sahaları ile Türk Karasularında” uygulanır.
Ayrıca, İcra ve İflas Hukuku açısından, Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği’nin 52. Maddesinin 1. Fıkrası “Serbest Bölgelerde yapılacak icra işlemleri İcra ve İflas Mevzuatına tabidir.” Hükmünü amirdir.
Kaldı ki, Serbest bölgeler mevzuatında açıkça serbest bölgelerin Türk toprağı olmadığını söylememesi Türk kanunların uygulanamayacağı anlamına gelmediği gibi, serbest bölgelerin Türk vergi mevzuatından muaf olması da diğer Türk kanunlarından muaf olacağı anlamına gelmemektedir.
c) Türk kanunların uygulanması açısından herhangi bir sorun söz konusu değildir.
Sonuç olarak, Transit geçiş ve serbest bölgeler rejimindeki malların fikri haklara dayalı durdurulması bütün dünyada tartışılan bir konudur. Yargıtay içtihatları ile Avrupa Adalet Divanı kararları birbirine zıt hareket etmişler ve günümüzde Yargıtay 556 sayılı KHK 9/II(a) maddesi ve 556 KHK 61/a maddelerini transit mallar için de uygularken, Avrupa Adalet Divanı tam aksine transit malların iç piyasaya girme ihtimali yoksa transit malların durdurulamayacağı yönünde karar vermiştir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.