-Nasıl yapılır biliyor, çünkü sorduğumda bana anlatıyor. Ancak yap dediğimde yapamıyor! Tamam bir felç geçirme durumu oluştuktan sonra ortaya çıktı ama hem kolu ve hem de bacağı tutuyor. Ne olduğunu bir türlü anlayamıyorum.
Motor hareketlerin yapılması nasıl olur? Nasıl bir yapılanma içinde bulunurlar?
Kasların "istemli hareketlerinin" tamamı beyinde bulunun motor merkez ile yaptırılır. Bu motor merkez tek bir yapıdan oluşmaz. Hareketin her bir aşaması için görevli bir bölge bulunur. O bölgeden başlayan sinir omuriliğe kadar uzanır ve omurilikte yerleşmiş sinir hücresini çalıştırır. Omurilikteki bu sinir hücresi de kendi uzantısı aracılığı ile yani "sinirler aracılığıyla" kasa ulaşır ve istenilen hareketi yaptırır. Bu bir kuklanın "sadece bir kolunu ya da bacağını kaldırma" durumuna benzer. Kuklanın hem kol ve hem de bacağını kullanması, dengede durması, dans etmesi ise sadece kaldırmak - indirmek kadar basit bir olay değildir. Çok sayıdaki kas yapısının çalışmasını gerektiren karmaşık - zor bir olaydır. Beyinde motor merkezdeki hücreler çalışırken, bu hücreler yanı sıra daha özelleşmiş üst motor merkezler de bu sırada ve öncesinde çalışırlar. Bu süreci günlük hayata eşleştirirsek en alt motor merkezi "işçi ve ustabaşının" çalışmasına benzetebiliriz. Üst merkezde şantiye şefi aşaması bulunur ve işçilerin - ustabaşı aracılığı ile ne zaman ve hangi konumda iş yapacaklarını belirler. Ancak iş bununla da bitmez. Şantiye şefine de komuta eden, ona neyin - nasıl yapılacağını, hangi sıra ile yapılacağını anlatan bir mimar bulunur. Bir iş yapılamıyor ise sorun en tepedeki mimardan başlayarak, şantiye şefinde, ustabaşında ya da işçide olabilir. Hatta sorun işi yapan arada bulunan sinirler - sinir ile kasın birleşme noktasında ya da kasta da olabilir. Ustabaşı ve işçinin zarar görmesi durumu için "felç oldu" tanımı kullanılır. Felç olma durumunda güç kaybı vardır. Oysa şantiye şefi ya da mimarın etkilenmesi halinde güç kaybı ortaya çıkmaz. İşin nasıl yapılacağını bilememe durumu olur, yani işin yapılmasına ait bilgi eksikliği bulunmaktadır. Bu duruma apraksi denir.
Apraksi nedir? Kaç tür apraksi vardır?
Apraksi herhangi bir güç kaybı, duyusal kayıp, dengesizlik ya da bir hareket yavaşlaması olmaksızın yapılabilen öğrenilmiş işlerin yapılamaması durumudur. Beyindeki motor merkezin üst yönetim bölgelerinde - bilgi akışının etkilenmesi ile, motor hareketin nasıl yapılacağına ait bilginin aktarılamaması ile olur. İsteyerek yapılan işlemler yapılamaz iken, bir bakarsınız hasta o yapamadığı hareketi "kendiliğinden yapar". Bu durum normaldir. Hareket bir refleks olarak gerçekleştirebilir. Bunun nedeni istemsiz yapılan - refleks yapılan harekete ait bilgilerin farklı yerlerde saklanıyor olması ve bu durumda etkilenmemiş olmasıdır.
Apraksi hangi motor hareket yapılamıyorsa ona göre isimlendirilir. Örneğin kişi kendi başına gözlerini kapatıp açabiliyorken, "gözlerini aç emri" ile açamıyorsa buna göz kapağı açma apraksisi adı verilir. İstemli olarak dil - dudak ve yüz kaslarını çalıştıramaz ise dil-dudak-yüz apraksisi, konuş dendiğinde konuşamıyorsa konuşma apraksisi adı verilir. Kolda ortaya çıkarsa da kol apraksisi adı verilir.
Beyinde hareket bilgisi nerede depolanır? Hangi beyin tarafı etkilenir ise hangi apraksi ortaya çıkar? Neden ortaya çıkar? Nasıl tedavi edilir?
Beyinde iki adet lob bulunur. Sağ ve sol loblar kendi alanında özelleşme göstermiştir. Soldaki beyin alanı konuşma-hesap yapma-matematik, sağdaki beyinde çevreyi bilme ve tanıma, müzik-sanat-resim gibi yaratıcı olaylarda özelleşmiştir. Motor hareketin nasıl yapılacağına ilişkin bilgi de beynin sol - ön yarısında depolanır. Buradan hem sol ve hem de sağ beyindeki motor merkezlere, beyni birleştiren geçiş köprüsü ile taşınır. Sol beynin ön tarafındaki zedelenme ya da geçiş köprüsündeki hastalıklar bilginin soldan sağa geçişini bozacağı için sol kolda beceri kaybı oluşturur. Yine solda yüz dudak bölgesi hasarlarında konuşma ve yutma bozukluğu gibi durumlar oluşurken, sağ beyindeki hasarda kendi başına giyinme - soyunma sorunları ortaya çıkar.
Çoğunlukla sebep damar tıkanmaları ya da yer kaplayan oluşumlardır. Bu gibi durumlarda şikayetler sıklıkla ani olarak gelişir. Beyinde yıkım ile giden hastalıklar sırasında ise daha çok yavaş ilerleyen bir süreçte bu yakınmalar ortaya çıkar.
Etkin bir tedavi yöntemi henüz yoktur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.