-Oturduğu yerden kalkınca, ayakta duramıyor. Yüzü kireç gibi olurken gözleri de yukarı kayıyor. Neredeyse "bayılacak gibi oluyorum" diyordu! Annem felç oldu doktor bey. Yaklaşık bir ay süre ile de hastanede kaldı. Ayağa kalkamıyordu. Her türlü işini yatakta yaptık! Sol yanı hiç tutmaz iken, fizik tedavi ile şimdi yürüyebilir hale geldi. Ama ilk başta bu söylediklerimizi çok yaşadık. Şimdi önceye göre daha iyiyiz.
Tansiyon nedir? Hangi sistemler tarafından dengelenir? Normal tansiyon değerleri nedir?
Kanın kalpten vücuda pompalanması sırasında damar duvarına çarpması ve damarların gerilmesi ile ortaya çıkan gerginlik durumu büyük tansiyon değerini verirken; kalbin gevşeyerek kanın odacıklarına dolması sırasındaki damar gerginlik durumu da küçük tansiyon değerini gösterir. Damar duvarındaki basınç ise milimetre civa ile ifade edilir. Yani civa miktarı bir cam boru içinde o kadar milimetre yukarı hareket eder. Tansiyon oluşmasında pompalanan kan miktarı kadar, damar duvarının gerilebilme - esneyebilme yeteneği de önem taşır. Damar yapısı içinde dolaşan kan miktarı ne kadar fazla ise ya da damarların esneyebilme yeteneği ne kadar az ise (damar duvarının yağlanması - ateroskleroz) tansiyon değeri o kadar yüksek olur. Dolaşan kan miktarı az ise (kansızlık, kan kaybı) ya da kalp kanı pompalayamıyorsa (kalp yetmezliği, kalp krizi), damar duvarı gevşek ise (otonom yetmezlik) de tansiyon düşük olur. Dolaşan kanı belirlemede kalbin odacıklarındaki gerilme, böbreklere gelen kan miktarı, boyun damarlarındaki basınç algılayıcı yapıların gerilmesi rol oynar. Damar duvarının gerginliğini ise damar iç yüzeyini kaplayan hücreler ve beyinden omurilik yolu ile gelen sinirler sağlar.
Tansiyon değeri çocukluktan erişkinliğe kadar farklı değerler alır. Erişkin bir kişi için olması gereken sınırlar büyük tansiyon için 130, küçük tansiyon için 85 milimetre civadır. Bu değerlerini üzeri yüksek tansiyondur. Tansiyonun yükselmesi ciddiye alınması gereken bir durumdur. Sonuçları sakat bırakıcı ve ölümcül olabilir. Hastalığın iyi tarafı tedavi ile kötü sonuçları engellenebilmesi iken, kötü yanı bu sonuçların aynı "uzun süreli bir yatırım gibi" ancak yıllar sonra alınabilir olmasıdır. Büyük tansiyonun 100, küçük tansiyonun da 60 milimetre civanın altında olması ise tansiyon düşüklüğü olarak bilinir. Bu durumda pek çok kişide herhangi bir aşikar soruna yol açmadan bulunabilir.
Ortostatik hipotansiyon nedir? Niye olur? Nasıl tanınır?
Tansiyon değeri sabit bir değer değildir. Çünkü insan sabit değildir. Oturur, kalkar, yatar, zıplar, koşar, çalışır... Bu sırada organların kan ihtiyacı değişir artar, azalır. İşte hareketlerimiz ile artan ihtiyaç değişmeleri sırasında yetersizlik oluşması durumuna ortostatik hipotansiyon denir. Büyük tansiyonda 20, küçük tansiyonda da 10 milimetre civa değerinde bir düşme olması gerekir. Eksikliği yaşayan organ beynimizdir. Beyine yetersiz kan gitmesi görmede bulanıklaşma ve ortalığın kararmasına, sendeleme ve dengenin kaybolmasına, kanın vücuttan çekiliyormuş gibi hissedilmesine yol açar. Sık yaşayanlar bilir ve hemen öne doğru eğilir ya da otururlar. Eğer içinde bulunulan durumda bir tedbir alınmaz ise bayılma söz konusu olabilir.
Düşük tansiyon yapan kansızlık, ani kan kaybı, ishal ve aşırı terleme ile sıvı kaybı, gribal enfeksiyon gibi bir hastalık sırasında, kalbin yetmezliği durumlarında tansiyon ayarlanması bozulurken, sinirleri etkileyen şeker hastalığı (10 yıldan sonra), Guillaine-Barre sendromu, amiloid denen proteinlerin birikmesi, omuriliğin etkilenmesi, beyinin yıkıcı süreçli hastalıkları olan Parkinson hastalığı, Levy cisimcikli demans, multipl sistem atrofi hastalığı sırasında gözlenebilir.
Basitçe yatarken, ayağa kalkınca ve ayakta beklemekle değişen tansiyon değerleri incelenir. Büyük ve küçük tansiyondaki düşmeler ile şikayet oluşup oluşmadığına bakılır. Bu testin daha bilimsel hali bir yatak aracılığı ile tapılan "tilt table" testidir. Burada yatar durumdaki yatak dik hale getirilir ve tansiyon değerlerindeki değişme ölçülür. Mantık yine aynıdır.
Nasıl tedavi edilir? Hangi ilaçlar kullanılır?
Tedavide önce çağıran nedenlerden uzak durmak gerekir. Oturup kalkarken yeni duruma alışacak kadar beklemek (yatarken ya da otururken bacaklarda kan birikmesi olur ve ayağa kalkınca da kalbe hemen geri dönemez, tansiyon düşer) bacakları - kalçayı sıkmak, varis çorabı giymek, mutlaka bol su içmek ve tuz alımını arttırmak, sıcak ortamlardan (banyo ve sauna) kaçınmak, az ve sık yemek gerekir. Bunların yanı sıra da nöroloji hekiminin önerdiği ilaçları kullanmak gerekir. Tedavi de tuz ve su tutucu kortizon ilaçları ile (fludrokortizon) damar duvarını kasan ve tansiyonu yükselten ilaçlar (midodrine) kullanılır.
Prof. Dr. Nefati Kıylıoğlu
Adnan Menderes Üniversitesi
Nöroloji AD, AYDIN
www.aydinnoroloji.com
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.