• 6 Şubat 2017, Pazartesi

ARI KOVANINA ÇOMAK SOKMAK

Geçtiğimiz günlerde bir çalışma başladı: Yerli Kara Sığırcılığın önemi ve korunması. Biraz arı kovanına çomak soktuk gibi oldu ama iyi de yapmışız. 
Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Prof. Dr. Orhan Karaca, Prof. Dr. İbrahim Cemal, Dr. Onur Yılmaz, Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer, Koçarlı Belediye ve Ziraat Odası Başkanı Mutlu Öztürk, Çine Ziraat Odası Başkanı Özkan Atıgan, Karpuzlu Ziraat Odası Başkanı Hasan Aydoğdu ve Vodafon Akıllıköy Proje çalışanları bu çalışmaya canı gönülden destek vererek katıldılar ve 2. toplantı geçtiğimiz Çarşamba günü (1 Şubat) Çine’de Başkan E. Salih Dinçer’in ev sahipliğiyle yapıldı. 
Konu nereden mi çıktı? ADÜ’den toplantıya katılan Öğretim Görevlilerinin geçmişteki çalışmalarının uzantısı olarak ele alınan bir konu bu. Aynı ekip yıllardır ÇÇKP üzerinde çalışıyor. Kimsenin (Çinelilerin bile) bilmediği bu program ÇİNE ÇAPARI KORUMA PROGRAMI. Bu üç akademisyenin yıllardır üzerinde çalıştığı bu program amacına ulaştı ve artık Çine Çaparı koruma altında. 200’den fazla saf ırk koyun şu anda korunuyor. Irk 2008 yılında ilgili bakanlık tarafından tescil edilip dünyadaki 230’a yakın koyun ırkı arasına dahil edildi. 
Aynı ekip geçtiğimiz günlerde yeni bir çalışmanın içine girdi ve yukarıda yazılan iki toplantıyı gerçekleştirdi. İlki Koçarlı’da yapılan toplantının üçüncüsü Mart ayının ilk çarşambası Karpuzlu’da yapılacak. Bu çalışmaya neden gerekli görüldü sorusunun cevabını bir çok insan merak ediyor. Konuya ilgi duyanlar için birkaç internet verisini paylaşmak istiyorum. Türkiye’de büyükbaş hayvan sayılarının değerlendirilmesi:
Yıl 1991: 1.253.865 kültür sığırı, 4.033.375 kültür melezi, 6.685.683 yerli ırk sığır.
Yıl 2015: 6.385343 kültür sığını, 5.733.803 kültür melezi, 1.874.925 yerli ırk sığır.
2015 verilenine göre bu yerli sığırların 37.172 adedi Aydın bölgesinde yaşıyor. Ayrıca 2015 yılı sonu itibariyle Aydın ilinde 253 bin kültür sığırı, 47 bin melez sığır bulunuyor. Aydın’da tespiti yapılan bu 37 bin yerli sığırın 32.188 tanesi Koçarlı, Karpuzlu, Söke ve Çine’de yaşıyor. Söke hariç üç ilçe bu projenin içinde yer alıyor.
Bu yerli sığırlar dağ köylerinde salma olarak yetiştiriyor. Özellikle kurban dönemlerinde tüketici tarafından tercih ediliyorlar. Bu hayvanların yetiştirme masrafları çok az; tarlalarda ve açık arazilerde her hangi bir masraf edilmeksizin bakılıyorlar. Tamamen doğal koşullarda ekolojik olarak besleniyorlar. Yağ oranı sınırlı olduğu için et kaliteleri çok yüksek. Masrafsız yetiştirildikleri için kar oranları çok yüksek. En önemlisi Prof. Dr. İbrahim Cemal’in değimiyle bu hayvanlar; “Dağlardaki gizli servetimiz.”
Çıplak göz ve düz mantıkla yaklaştığımızda bu hayvanlar; veteriner yüzü görmeden yetişiyorlar. Herhangi bir ilaç ya da kimyasal desteğe gereksinim duymuyorlar. Kendileri çiftleşip, kendileri üreyip, kendileri çoğalıyorlar. Dağda, hiçbir kimyasal gıda tüketmeksizin, tamamen doğal beslenip gelişiyorlar.
Organik ve doğal olan bu başıboş hayvanların yok pahasına satılan etlerine üç kuruş eder yüklemek için çıkılan yolda çalışan herkese sonsuz teşekkür ediyoruz. Yolları açık olsun.
Son söz: Bazılarının, yola çıkan bu insanlara uzaktan, epey uzaktan bakıp “bunlar ne anlar sığırdan” diyerek aymazlık yapmadan, yapılması planlananları iyi anlamalarını ve sonucu beklemelerini temenni ediyorum. 1970’lerden bu yana dışarıdan getirilen kültür ırklarının sağlığa zararlı bakım, beslenme ve üreme koşullarını bilerek çanak tutanların da bu yola çıkanları uzaktan ve ağızlarını açmadan takip etmelerini öneriyorum. Milli değerlerimiz olan, coğrafyamızın bize hediye ettiği Çine Çaparı Koyununa ve Yerli Kara Sığırına sahip çıkanları desteklemek milli bir görev olmalı diye düşünüyorum.

 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.