• 29 Ağustos 2012, Çarşamba

Bizi asla bölemeyecekler

Turgut Özal, Amerika Irak’a saldırdığında “Amerika’nın yanında yer alacağız. Bu müdahalede 1’e 5 kazanacağız” diyerek ortalık yerde söylemlerde bulunmuştu. Irak Savaşı bittiğinde milyarlarca dolar zarara uğradığımız tesbit edildi.

Özal, “Hani kazanacaktık” diye serzenişte bulunanlara ağzını açıp tek söz etmemişti.

Bu ülke yıllarca ‘anı kurtaran politikalarla’ yönetildi. Halkın önüne, yaşadığı günün sonrasını düşünmeyeceği, güzellik olduğu düşünülen çözümler koydular ve halkı yıllarca uyuttular.

Ve bu günlere geldik. Ağustos 2012 itibariyle, küresel dünyanın neresindeyiz bakmakta yarar var sanırım.

Dışarıda yaşayan Türklere tatile geldiklerinde soruyorum;

“Erdoğan’ı Avrupa’da nasıl görüyorlar?”

Sorduklarım ağız birliği etmiş gibi; “İnandırıcı bulmuyorlar” diyor.

Dışarıdan görüldüğümüz şekli bir kenara bırakalım; biz, içeriden bakalım ve ‘oturup düşünelim’ diyorum.

“İzmir Çiğlide neler oluyor’ sorusunu binlerce vatandaş ve aklıselim insan soruyor ama yetkililerden kimse ağzını açıp bir şey söylemiyor. Gerçekten de Çiğlide son zamanlarda neler oluyor?

Çalışmaların yapıldığı alana yaklaşmak isteyen vatandaşları bırakın gazetecileri bile yaklaştırmıyorlar. Gazeteci yaklaşamıyorsa gerçekten de iyi olmayan, hatta kötü olan şeyler oluyordur. Çünkü gazeteci, orada gördüğünü, göreceğini halkla, kamuoyu ile paylaşacaktır. Olanlar paylaştırılmıyorsa, bir bit yeniği var demektir.  Demek ki orada olanların Türk Halkı tarafından bilinmesi istenmiyor.

Özal döneminde Kuzey Irak’ta çıkan huzursuzluk sonrasında Güney doğu Bölgesine yerleştirilen Peşmergeler kamplarda konuşlandırılmıştı. O kamplardaki çadırlara bulaşık makinesi bile dağıtılmıştı. Benim köylümün evinde buzdolabı yoktu o zamanlar. O Peşmergeler daha sonra bize silah doğrulttu.

Bugünlerde Hatay’da da bir kamp var; Kuzey Irak’tan kaçan isyancılar oturuyor. Çadırları donatıldı, döşendi; hiçbir eksikleri yok. O isyancı mültecileri Avrupa’nın hiçbir ülkesi kabul etmedi. Biz bitlerini temizliyoruz.

O kamplarda beslediklerimiz (ki, eğittiğimiz de söyleniyor) yarın burnumuzun dibinde ‘kürdistanı kuracaklar’ deniliyor.

PKK bizim Vatan Topraklarına göz dikmiş terörist bir birlik. Hal böyle iken TBMM’nin seçilmiş BDP’lileri güvenlik güçlerinin burnunun dibinde PKK’lilerle buluşuyor, kucaklaşıyor ve sohbet edip dertleşiyor.

Ve son olay: Kılıçdaroğlu Suriyelilerin barındırıldığı Hatay’daki Apaydın Kampını ziyarete gidiyor ama ‘yasak’ denilerek içeriye alınmıyor. Kim bu içeriye alınmayan? Ana Muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu. O kampta neler oluyor?

Neler oluyor bu Ülkede?

Yarın 30 Ağustos Zafer Bayramının yıl dönümü.

Hazırlıklı olun: Çok yakında yeni bir Büyük Taarruz için kolları sıvamak zorunda kalacağız ve yeni bir Zafer Bayramı günü daha tarih sayfalarımıza yazılacak.

Ellerini Ülkemin üzerinde tutan, bölücü ve istilacı Emperyalist güçler şunu kulaklarına küpe etsinler: Biz Türkiye Halkıyız; Yugoslavyalılara benzemeyiz: Bizi onlar gibi bölemeyecekler.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.