Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer ile Madranspor Kulübü Başkanı Ali Örter’in arasındaki tartışma (!) son günlerdeki Çine’nin damga olayı. Olaya maydanoz olanların haddi hesabı da yok.
Aslında ortada kendini bilmezlik ve arsızlıktan başka, önemsenecek bir olay da yok.
Açıklamalar ardı ardına yapılıyor ve herkes kendine pay çıkarmaya çalışıyor.
En güzel sözü söyleyene madalya takılacak yarışması yapılmıyor ama atışma yarışma şeklinde sürüyor.
Kimsenin umurunda değil aslında.
Ne yazık ki İki Başkan ve Kocamaz arasında geçen gereksiz yoğunluk gündem oluşturmaya yetti de arttı bile.
Madranspor Kulüp Başkanı Kocamaz’a;
“Sen, Belediye Başkanımıza laf söyleyemezsin” demiş.
Aklıma Avanak Avni ve Leyla’sı ile Notre Dame’ın Kamburu romanı geldi.
Bizim kuşaktan Avanak Avni hayranları anımsayacaklardır; Dilaver Avni’yi döverdi, Leyla gelir Dilâveri döverdi. Sonra da Leyla, Dilaver’e;
“Sen Avni’yi dövemezsin. Onu ancak ben döverim” diye diklenirdi.
Merhum Oğuz Aral’ın Memleket Manzara saptaması o günden bu güne değişmemiş gibi görünüyor.
Ali Örter Başkan, Belediye Başkanı Dinçer'den özür dilemiş. Özür dileyebilmek bir erdemdir; kabul etmek de büyüklük ama…
Olayı Avni, Leyla, Dilaver üçgeni şekline sokmanın bir anlamı yok; işin içine Muhalif girince öyle oluyor. Örter’in Kocamaz’a söylediklerinin başka bir anlatımı yok.
Olay hoş değildir; özür dilensin dilenmesin elle tutulur bir yanı yoktur.
Gönül haddini bilmemiştir; arsızlık boyutunda bir gelişmedir ve Muhalife malzeme olunmuştur.
Çırpınış neyi anımsatıyor?
Victor Hugo’nun ‘Notre Dame’ın Kamburu’ romanındaki Quasimodo, final sahnesinde direğe bağlanır ve çevresine yerleştirilen odunlar ateşlenir. Çingene Esmeralda’nın aşığı Zavallı Quasimodo çaresizlik içinde çevresinde yanan odunları üfleyerek söndürmeye çalışır.
Çırpınış onu anımsatıyor.
Örter Başkan, o odunları üfleyerek söndüremezsin.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.