• 21 Kasım 2014, Cuma

Rus buğdayı

Antalya’da Karain Mağarası vardır. 1996 yılında görme şansını yakalamıştım.

Neanderthal insanının gezegenimizde ilk görülmeye başladığı tarihlerden bu yana Karain Mağarası'nın kullanıldığı kanıtlandı. Bu tarih 150 bin yıl öncesine kadar çekilebiliyor.

1946 yılından bu yana çeşitli bilim grupları tarafından kazılar yapılan mağarada fil, su aygırı, aslan, zürafa, sırtlar, geyik, yaban koyunu gibi memelilere rastlanmış.

Bir de incir, buğday, zeytin gibi bitki kalıntıları da bulunmuş.

O günden bugüne neler değiştiğine baktığımızda çok büyük farklılıklar olduğunu görüyoruz.

Özellikle yukarıda adını sıraladığımız ama günümüzde Anadolu’da yaşamayan hayvan türlerini (yaban koyunu dışında) hayal bile edemiyorum.

Düşünsenize; Antalya’dan Korkuteli’ne doğru gelirken birden önünüze çıkan fil ile burun buruna geliyorsunuz.

Ya da Telmessos’un oralarda aracınızla tırmanırken bir kayanın üzerinde sizi izleyen bir aslanı fotoğraflıyorsunuz.

Ne yazık ki bunlar yok.

Mağarada bulunan bitki kalıntılarından incir, bu yıl altın yılını yaşıyor.

Sezon sonunda Denkçiler (İncir Bekçileri) getirdikleri incirleri 13, 15 liradan satıyordu. Bugün kaliteli incirin kilosu 20 lira. Üretici adına seviniyor insan.

Mağarada bulunan bir başka bitki zeytin, bu yıl yok yılını yaşıyor. Kendini bilmez inşaat şirketlerinin kepçelerle söküp attıkları da içler acısı, yası tutulacak ölçüde. Cuma günü yaş kesmemek için ağaç imarına gitmeyen insanların yaşadığı bu ülkede kepçe kullanıcılarının yaptıklarını izlemek yürekleri parçalıyor.

Mağarada bulunan diğer bitki buğday; tahıl ambarı İç Anadolu’nun düne kadar vazgeçilmezi olan ürün.

‘Kendine yeten 7 ülkeden biri’ saptamasının ilk sıradaki ürünüdür buğday.

Artık ektiğimiz kendimize yetmiyor.

Geçtiğimiz günlerde Çine’ye Rus Buğdayı gelmiş.

Helal kesim safsatasıyla insanları salak yerine koyarak sömüren ahlaksız beyinler Komünist Rusya’dan buğday ithalatı yapıyor. Başında bir hatim indirip hilal şekle büründürürüz.

Havana’nın yakınındaki tepeye cami yaptırma hayaliyle gündem değiştirmeye çalışmak, hatta bunu başarmak, tarihin elinden kurtulmak anlamına gelmiyor.

Tarih, cennet mekanı bu ülkeyi ve insanını Macar samanına, Rus buğdayına, Uruguay ineğine muhtaç eden ikiyüzlülere küfredecek.

Edecek ama iş işten geçmiş olacak.

Ha, bu arada; önümüzdeki günlerde Macar inekleriyle tanışacaksınız.

Hun ülkesinin inekleri geliyor, hem de binlerce.

Müslüman malı değil ama olsun. O inekleri Atilla’nın torunları yetiştirdi. Oradan biraz kurtarıyoruz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.