Hipokrat Yemini

Ağlayamamak ruhsal bir rahatsızlıktır. “Ben en son 30 yıl önce ağlamıştım” diyerek böbürlenilmez. Ağlayamıyorsan bir sorun var demektir.

Bir arkadaşımın eşi de geçen hafta içinde böyle bir rahatsızlık nedeniyle doktora gitti. Hastanın aynı zamanda yüksek tansiyonu da var. Muayene sonrasında doktor düzenli tedavi önermiş ve iki ilaç vermiş. Gittikleri doktor aynı zamanla arkadaşımın aile doktoru gibi, yıllardır ailece gittikleri. Eşi muayene odasından çıktıktan sonra;

“Doktor Hanım; yüksek tansiyonu var ve oruç tutuyor. Biz söylüyoruz, bizi dinlemiyor. Siz söyleyin de oruç tutmasın” diye bir yakarı cümlesi kuruyor.

Doktorun cevabı şaşırtıcı:

“Ben eşinize öyle bir tavsiyede bulunamam.”

“Tutmaması gerekiyor ama değil mi?”

“Evet” diyor doktor. “Haklısın, yüksek tansiyonu ileri safhada. O nedenle kesinlikle tutmaması gerekiyor ama ben bunu söyleyemem. Söylersem günaha girmiş olurum.”

Arkadaşım şaşkınlık içinde muayene odasından çıkıyor.

Doktorluk kutsal bir meslektir.

Vücudumuzu, sağlığımızı, geleceğimizi emanet eteğimiz insandır.

Bu insanlar okulu bitirdiklerinde yemin ederler. Bu yeminin adı Hipokrat Yemini’dir. Bu yeminde bakın ne derler:

“Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhine kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime, din, millet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”

Tedavi için size gelen hastaya ilaç vereceksiniz; hastalığı nedeniyle ne yiyip ne içeceğini ya da ne yiyip ne içmeyeceğini söyleyeceksiniz ama kesinlikle oruç tutmaması gerekirken bunu kendisine söylemeyeceksiniz.

Neden?

Bunu söyler de hastanız oruç tutmayı bırakırsa günaha gireceğini, onun günahının vebalinin de size olacağını düşünüyorsunuz. Vicdanınızla, duygu ve dini inancınızla neyi karıştırdığını merak ediyorum sevgili doktorum.

Sevgili okurlar; yorumu size bırakıyorum.

Çünkü ben söyleyecek sözcük, kuracak cümle bulamıyorum.