Çine sevdalısı hemen hemen herkesin ortak şikâyetidir; Çine’de kazanıp Aydın’da yiyenler.

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz, Devlet Hastanesi Başhekimimiz, okul müdürlerimiz, doktorlarımız, öğretmenlerimiz, hemşirelerimiz yani sizin anlayacağınız Çine’de üst düzeyler başta olmak üzere, kamuda çalışanların çoğunluğu Aydın’da oturuyor.

Sadece kamu personelini suçlamak vicdansızlık olur.

İlçe esnafından da hatırı sayılır bir kesim Aydın’dan gelip gidiyor.

İlçede büyük firmalarda çalışan önemli mühendisler ve yöneticiler de ikamet için Aydın’ı tercih ediyor.
Birçoğunun bahanesi de çocuğunun eğitimi.

O zaman, “Eğitimcilerimiz kendilerinden ve yaptıkları işten emin değiller ki, çocuklarının eğitimini bahane ederek ilçeden kaçıyorlar” şeklinde düşünüyor insan.

Sağlıkçılarımız da belki sağlık hizmetlerinden memnun olmadıkları için gelip gidiyorlardır.

Esnaflar da eşlerinin Çine’de alışveriş yapacakları güzel mekânlar olmamasından yakınıyordur belki.
Bu ihtimallerin sayısını çoğaltmak zor değil. 

Her ne kadar eğitimde başarılı bir ilçe olmasak, ilçeye gelen doktorları çok fazla ilçemizde tutamasak da bana göre asıl sebep eğitim kalitesinin düşüklüğü, sağlık hizmetlerinin yetersizliği değil.

Çok şükür ilçemizde her şeyi bulabileceğimiz güzel mekânlar ve yıllardır bu milletin kahrını çeken (veresiye) fedakâr esnaflar var.

Yaşam kalitesi düşük ve şehircilik hizmetleri yetersiz olduğu için insanların Çine’den kaçtığını düşünüyorum.
 
Her gün ilçenin sıkışık trafiğinde kavga etme ve kasis ve hendeklerle dolu yallarında ralli yapmak yerine insanların Aydın’da yaşamalarına saygı duymak gerekiyor.

Kim ne kadar çok insana bakıyorsa (istihdam) onun o kadar çok sözünün geçtiği bu ilçede en büyük haksızlık ise kaynanalara yapılıyor.

Bana göre memur, esnaf ve yönetici kesiminden herkesin Aydın’a kaçmasına rağmen ilçe nüfusunun 20 binin altına düşmemesini kaynanalar sağlıyor.

Eğer onların, “köye kız vermem, ev şehirden olacak” şartı olmasa Çine’nin nüfusunun birden yarı yarıya düşeceğine inanıyorum.

O yüzden tüm ilçe kamuoyunu yıllardır hakkı yenen kaynanalara daha saygılı davranmaya davet ediyorum.

Onlara iade-i itibarda bulunulup ilçenin yönetiminde (belediye başkanının belirlenmesi, parti kongrelerinin şekillendirilmesi, odaların yönetiminin oluşturulması v.s.), söz sahibi konumuna getirilmelerini rica ediyorum.

Unutulmamalıdır ki bu güzel ilçeyi kaynanalar ve onların egoları ayakta tutuyor.