Hep aynı tartışmalar:
-Ege Et’i batırdınız.
-Çineytaş’tan naber?
-Suya rakip fabrika kurdunuz.
-Siz de suyu satmaya kalkmıştınız.
-TOKİ’ye engel oldunuz.
-Sizde termik santrali getiriyorsunuz.
-Topçam Madran Suyla ilgilenmiyorsunuz.
-Siz de OSB’den başka bir şeyle…
-Gazozumuzu yok ettiniz.
-Yolumuzu mahvettiniz.
-Reklam yapıyorsunuz.
-Sözünde durmuyorsun.
-Siyasete ticaret karıştırıyorsunuz.
-Siz de ticarete siyaset.
-Hırsızsınız.
-Siz de namussuz.
-Üçkâğıtçısınız.
-Sizden öğrendik.
-Baraj, hastane yaptık.
-Kanalizasyon, hayvan pazarı…
-Organik tarımla zenginleştireceğiz.
-OSB’de kurulacak santrallerle…
Hiç biri üzerine atılan suçlamaya, “Hayır” demiyor.
Hiçbiri diğerinin başarısına, görüşüne saygı duymuyor.
Atalarımız bu durumu;
“Tencere dibin kara, seninki benden de kara”
Şeklinde özetlemiş.
Bu atasözünü bilmeyeniniz yoktur.
Yukarıdaki atışmaların muhataplarını da…
Çine’yi kurtaracaklar, temize çıkaracaklarmış.
Önce siz kendi tencerelerinizin dibini temizleyin.
Sizin tencereler ağarmadığı sürece;
Çine’nin dibi de yüzü de kapkara.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.