Son dönemlerde halkımızda bir alışkanlık başladı.
Gazeteciyi gören sorununu anlatıyor, sitem ediyor.
Sanki gazeteci sorunları çözecek olan adam.
Bunu yaparken iletişim kurallarını hiçe sayanlar da var.
Selam bile vermeden direk konuya girenler de:
“Şu sorunu yazsanıza, çözsenize, niye yapmıyorsunuz”
Konuya bağlı üzerinize düşeni fazlasıyla yaptığımız durumlar var.
O konularda insanlardan sitem işitmeyi kaldırmak zor oluyor.
Adnan Menderes Bulvarı Esnafının yol sorununu günlerdir yazıyoruz.
Konuya bağlı yaptığımız haberler, yazdığımız yazılar var.
Bizim haberimizi başbakana fakslayarak çözüm isteyenler var.
Ama bir yandan da bunlardan haberi yokmuş gibi davrananlar da var.
Görseniz gazetenin patronu sanırsınız.
“Bulvar sorunun niye yazmıyorsun kardeşim!”
Duymazlıktan geliyorum, ısrarla soruyor.
Gazeteci olarak konu hakkında yapabileceğimizi yaptık diyorum.
Yakaladı ya gazeteciyi, basacak ya çevredekilere havasını anlamıyor.
Ona hak verdiğimi, konuyu siyasetçilerin çözeceğini söylüyorum.
Yine anlamıyor.
“Anlamamanı anlıyorum, memlekette bu sorunları çözecek siyasetçi yok ki” diyorum.
O zaman ayağa kalkıyor ve elimi sıkıyor.
Anladı; aslında bunu bütün halk anlıyor.
Bir de siyaset yaptıklarını sananlar anlasalar…
Onlar da anlıyor ama işlerine gelmiyor.
TEŞEKKÜR
7 Haziran Perşembe Günü Bursa’da gerçekleşen ve benim de Haber Dalında İkincilik Ödülü aldığım, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Anadolu Basını Özendirme Yarışması Ödül Töreni sonrası çeşitli yöntemlerle tebriklerini ve iyi dileklerini ileten bütün gönül dostlarıma teşekkür ediyorum.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.