• 19 Ağustos 2013, Pazartesi

Adı batmasın

“Ben kendim için mi istiyorum, halk için istiyorum” sözüyle meşhurdu. Ömrünün yarısı köyüne hizmet etmekle geçmişti. Köyüne kazandırdığı hizmetleri saymakla bitiremiyordu. Unuttukları da bir o kadardı.

Gazeteciliğe başladığım 2000 yılında tanımıştım onu. Sevecen, insanlara rahatsızlık verme kaygısıyla diken üstünde duran bir adamdı. Hayat tecrübesi ve yaşının olgunluğu ile gönül almayı da iyi bilirdi.

“Köy Gazeteleri” projesi çerçevesinde daha yakından tanıma imkanı bulmuştum. Yaşlanmış olsa da heyecanı vardı. Eksilen enerjisine de çözüm bulmuştu. Oğlu gibi sevdiği komşu köyü Kabalar’ın Muhtarı Yusuf Kenan Aktaş’tan azami derecede istifade ediyordu. Tecrübesiyle de ona rehberlik etmesi alışverişlerini karşılıksız koymuyordu.

Kabalar Köyü Muhtarı Kenan Aktaş ile ortak hedefleri, her iki köyün çorak arazilerini değerlendirecek gölet yapılmasını sağlamaktı. İki köyün ortasında yapılacak gölet için 4 yıllık çabaları sonuç vermiş, inşaat başlamak üzereydi. Ömrü bu hizmeti görmeye yetmedi.

Memleketimizde “Adı batasıca” denen insanların adları çalıp çırptıkları, başkalarının sırtına basarak kazandıkları paralarla ölümsüzleşiyor. Ömrünün yarısını halka hizmet etmeye adamış bu tip insanlar da bunu hak ediyor.

Nasıl olacağını Çine İlçe Özel İdare Müdürü Dursun Bozkuş’a sordum; ‘Kabalar ve Sarıköy ihtiyar heyetleri ortak bir karar alacak, kaymakamlığa başvuracak. Kaymakamlık da bunu İl Özel İdaresine havale edecek. İl Genel Meclisi kararı ile yapılmakta olan gölette adı yaşatılabilir’ dedi.

Ömrünün yarısını halk hizmetine adayan Sarıköy Köyü’nün muhtarı, Çine’nin de muhtar dedesi Mehmet Sarıkaya’nın adı batmasın. Batmasın ki, adı batasıcalar dışında yetişen neslin özenebileceği güzel örnekler olsun.

Mehmet Amcam; seni hep güzel anılar ve dualarla yad edeceğiz. Ruhun şad, mekanın cennet olsun. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.