Biz dokunalım ama siz dokunmayın

Milletvekilliği denince insanların aklına ilk gelen olgulardan biridir: Dokunulmazlık.

‘Nedir bu dokunulmazlık?’ diye düşünürken işe, “Dokunmak” kelimesinden başladım ve Türk Dil Kurumu’nun www.tdk.gov.tr adresindeki sözlükte arama yaptırdım.

Çok güzel, örnek cümlelerin içinde kullanılmış sonuçlarla aydınlandım;

1. Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek:
"Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk."

2. Karıştırmak:
"Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."

3. Almak, kullanmak, el sürmek:
"Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu."

4. Sağlığını bozmak:
"Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."

5. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak:
"Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum."

6. İlişkin, ilgili olmak, değinmek:
"Eğitim konusuna dokunan bir yazı."

7. Hafifçe değmek:
"Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."

8. (Mecaz) Tedirgin etmek, sataşmak:
"Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı."

Gibi sonuçlarla karşılaştım. Merakım daha da arttı ve bir de, “Dokundurmak” kelimesini arattım;

1. Dokunmasını sağlamak:
"Ayakkabıyı çıkaracak oldular, ben dokundurmuyorum ki adamlar çıkarsınlar."

2. (Mecaz) Bir şeyi üstü kapalı ve sitem yollu hatırlatmak, tariz etmek.

Sonuçlarını elde ettim.

Sıra, “Dokunulmazlık” kelimesine geldi;

1. Dokunulmaz, ilişilmez, karışılmaz olma durumu, masuniyet:
"Geçim derdinden, dedikodudan, siyasetten ve takipten uzak bir dokunulmazlık."

2. Anayasa veya uluslararası gelenekler gereğince, kişilere tanınan ilişilmez olma durumu:
"Protokolde yeri, bedava yolculuk ve dokunulmazlıklar gibi özellikleri olan bir milletvekilisiniz."

Görüyorsunuz dimi yedisini bizim Aydın’dan göndereceğimiz ve toplam 550 kişiden oluşacak olan yeni dönem milletvekillerimiz ne kadar değerli, kıymetli ve ulaşılmaz olacaklar.

Şunun şurasında 12 gün kaldı. Hatırınızı sormak ve oyunuzu almak için yanınıza gelen adaylara dokunabildiğiniz kadar dokunun, sarılın, öpün, koklayın…

Seçimlerden sonra onlar istemediği sürece bırakın dokunmayı, ulaşamayacaksınız bile.

Fakat kolluk kuvvetlerimiz ve adli birimlerimizden bir ricam var. Seçime kadar biz vatandaş olarak adaylarımıza dokunalım ama olağanüstü bir durum olmadıkça lütfen siz dokunmayın.

Seçilirlerse seçimden önce dokunmanızın bir anlamı kalmayacağı için seçilemezlerse dokunduğunuza değecek şekilde seçimlerden sonra dokunursunuz.

Nasılsa düşenin dostu olmaz.