Aslında başlığın, "Çine Madranspor" olması gerekirdi.
Neden sadece, "Madranspor" olduğunu yazının sonunda açıklayacağım.
2003-2004 sezonundan bu yana takip ederim takımı.
Birinci Amatör Kümeden BAL'a yükselişini adım adım bilirim.
Deplasmanlara hep gitmişimdir.
Ne kadar uzak olursa olsun.
Hem de kendi imkanlarımla.
Çine'yi ne kadar sevmişsem o kadar sevmişimdir.
Birileri taktir etsin, taltif etsin düşüncem hiç olmamıştır.
Üzüldüğüm şeyler var.
Takımın geçen yıl yaptığı geceye davet edilmedik.
Bu yılki gece için haber göndermişler.
'O da gelsin' demişler.
Gitmedim.
Gidemedim.
Değer verdiğimiz camia için değersiz muamelesini sindiremedim.
Hoş, kulübün eski başkanlarını da, 'mutlaka gelin, size plaket vereceğiz' diye çağırmışlar.
Pek de giden olmamış.
Oysa, 'eski başkanları aramızda görmek istiyoruz, onur konuğumuzsunuz' deseler hepsi gelecek.
Cumartesi günü hazırlık maçı vardı.
Yeni Milasspor ile oynandı.
İlk 11 fotoğrafı çektik.
Kadroda 1 tane bile Çineli yoktu.
Biz Çine sevdası ile sevmiştik Madranspor'u...
Hayrandık 1926 ruhuna.
Üzüldüm Çineli bir futbolcu olmadığına.
Üzüldüm emeklerimizin bugüne kadar değer bulmadığına.
Ama artık kanaat getirdim.
Ben toplumsal açıdan bakıyordum olaylara.
Oysa Çine'de kişi adları toplum adının üstündeydi.
Kişilere hizmet etmiyorsanız toplumsal emeğin kıymeti yoktu.
Bunu bir kez daha gösterdi bize Madranspor.
Topluluk adının kişi adlarının üstünde olduğu günü yeniden görür müyüz bilmiyorum.
Eğer görürsek belki yeniden sevebilirim;
Çine Madranspor'u....
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.