2004 yerel seçimleri öncesi ortam çok kızgındı. Seçime az bir süre kalmıştı. Bir akşam parti binaları aynı cadde üzerinde bulunan CHP'liler ile DYP'liler arasında tartışma çıktı. İki kalabalık (her biri en az 200'er kişilik) birbirine girmek üzereydi. Polis Memuru Hikmet ... (Soyadını hatırlamıyoruz. Kahramanlık yaptı ya; o yüzden hemen unutuvermişiz) havaya ateş açtı. Kalabalık birden dağıldı, ortalık yatıştı. Büyük bir facianın önüne geçen Polis Memurunu bir daha Çine'de gören olmadı.
13 Nisan 2006 günü Çine İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yapan Polis Memuru Duran Ünlüsoy'un atış hazırlığı yaptığı sırada silahından çıkan kaza kurşunu o sırada nöbet tutan diğer polis memuru Rafet Yiğit'i vurdu. Yiğit, 6 gün sonra hayatını kaybetti. Duran Ünlüsoy, hakkında soruşturma başlatıldı. Eşi de polis memuruydu. Ünlüsoy çifti, Çine'den Karpuzlu'ya tayin edildi.
18 Ocak 2013 Çine İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yapan Polis Memuru Aykut Güzey, akşamüzeri üniformalı bir şekilde kendi şahsi köpeğini gezdirdiği sırada, çarşının göbeğinde, insanların arasında, Halkbank Çine Şubesinin önünde bir sokak köpeğine 4 el saydırdı. ('Polis memuru üniformalı bir şekilde bırakın köpeğini, eşini bile gezdiremez. Alışverişe çıkamaz. Elinde işi ile ilişiksiz bir çanta ya da malzeme taşıyamaz' gibi kurallara girmeyeceğim) Öldürdü. Büyük panik yaşandı. Olay yerinde ve sonrasında halk, çığ gibi tepki gösterdi. "Köpeğime saldırdı, ayıramadım. Benim köpeğim eğitimli, özel bir köpek" savunması dışında olaya ilişkin resmi makamlarca yapılan hiç bir açıklama ve aydınlatma olmadı.
Bir süre Polis Memuru Aykut Güzey ortalıkta görünmedi. Pazar günü oynanan Çine Madranspor ile Balçova Belediyespor maçı öncesi gördüm. Motosikletli görevinin başındaydı. Yani Çine'de kalmış ve halka hiç bir açıklama yapılmayan olay sonrası, yaptığı sorumsuz davranıştan dolayı ona diğer iki meslektaşından farklı davranılmıştı.
Duran Ünlüsoy olayını savunmuyorum. Çok eleştirdim. Bir gece bile gözaltına alınmadığı için hep örnek gösterdim bu durumu...
Ama Hikmet Bey'e yapılan çok büyük haksızlıktı. Olayın canlı tanığı olarak telafisi hiç bir zaman mümkün olamayacak büyük bir faciayı önledi. Kahraman ilan edileceği yerde, birileri "Bu adam buradan gidecek" demiş olmalı ki gönderildi.
Şimdi merak ediyorum, hareketli bir yerde ve hareketli bir anda sokak köpeğine 4 el saydıran, büyük panik yaşanmasına neden olan polis için de; birileri "Bu adam burada kalacak" demiş olmalı ki gönderilmedi.
Bu işte, "Memleket üç gazeteci bozuntusuna teslim olmayacak" diyen Bahtiyar Sökeli'nin (sanal bir isim, gerçek kimliğini henüz bilmiyoruz) ya da muhtemel azmettiricilerinin bir eli var mıdır? Çine halkını da gazeteciler gibi, "bozuntu" olarak mı görüyorlar?
Bu sorulara Çine'de cevap verecek yetkili yok!
İnşallah Aydın Valisi ya da İl Emniyet Müdürünün bir fikri ya da makul bir açıklaması vardır.
Öyle olduğunu umuyorum...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.