• 25 Haziran 2012, Pazartesi

Fısıltı

Belediye hoparlöründen anons edilir;
“4 yaşında kırmızı elbiseli sarı saçlı kız çocuğu kayıp!”
İki gün sonra Evciler Köyü’nde duyarsınız; “Çarşıdan çocuk kaçırılmış, Asar’a götürülmüş. Orada böbreklerini almışlar, cansız bedenini çalının arkasına atıp kaçmışlar.”

Belediye hoparlöründen anons edilir;
“A Köyü’nün Muhtarı acilen Sağlık Grup Başkanlığında beklenmektesiniz”
İki gün sonra Mutaflar Köyü’nde duyarsınız; “O köyde verem salgını varmış…”

Ayşe’nin oğlu ile Fatma’nın kızının çarşıda selamlaştığı görülür ve iki gün sonra mahallede dedikodu yayılır; “Kaç senedir fingirdeşiyorlarmış, bir bilseniz” denir.

Fısıltı gazetesinin çarpıtmaları sadece negatiflik içermez. Pozitif abartmalar ve süslemeleri de vardır. Bunun yapılabilmesi için malzemenin azıcık zengin ve albenisi olması lazım.

“Falancaların damadına belediye başkanı adaylığı teklif ediliyormuş” diye başlar fısıltı. Kayınpederi “Damadımın başkan olması için gerekirse 1 trilyon harcarım” demiş diye yayılır. Tek tek kimlerin oy vereceği daha seçime girmeden 7-8 bin oy alacağı konuşulur her kahvede, her köşede.

“Adam kesin seçimi kazandı, gel sen de oy ver. Yarın bir şey istemeye yüzün olsun. Bir işin olduğunda biz de seni savunabilelim” diye en az 3-4 bin kişi etkilenir. Bin-bin beş yüz kişi de oluşan havaya kapılır. Neticede 8 bin oyla seçimi meşhur damat kazanır.

Yukarıda bahsettiklerim tamamen hayal ürünü örneklerdir.
Gazeteler ve gazetecilik mesleği bu tür yanıltmaları ve aldatmaları önlemek, olayı, konuyu ve kişiyi direk kaynağından olduğu gibi aktarmak için vardır. Her gazetenin ve her gazetecinin bunu böyle yapıp yapmadığı tartışılabilir, ama biz kendimizden adımız gibi eminiz. Bizde abartmaya, aldatmaya ve süslemeye gerek yoktur. Neyse/kimse odur.

Abartmamamız, aldatmamız ve süslemememiz birilerinin işine gelmeyebilir. Gazeteleri ve gazetecileri de kahve masalarındaki ve köşe başındaki davulcuları gibi görmek isteyenler bizden rahatsız olabilir. Çeşitli yöntemlerle dışlanabilir ya da ambargo görebiliriz. Memleket için yaptığımız güzel işler ve ürettiğimiz güzel projeler iyi niyetli emanetçiler tarafından önce kabul görür sonra gelen uyarı ve ikazla gölgelenebilir. Dümen sularına girmediğimiz için her türlü tehdit ve baskıya maruz kalabiliriz.

Ellerinden gelen her şeyi yapabilirler, ama güneşi balçıkla sıvayamazlar.
En yalın ve en objektif şekilde aydınlatmaya devam…
Karanlığı tercih edenler ya da bulanık suda balık avlamak isteyenlerin de;
“Allah çarşılarını pazar etsin” der, geçeriz.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.