• 10 Nisan 2013, Çarşamba

İftihar zamanı

Tarih: 12 Aralık 2005. Dönemin Çine Kaymakamı Ferhat Çağlar'ın ricasıyla ben de gittim.
Çine'de açılan hasır örme altın ve gümüş işlemeciliği kursunun hocası Pelin Baykal'ın yetiştiği Aliağa Halk Eğitim Merkezi'ne vardık.
Çine'de başlatılan yeni uygulamanın orada ne denli yararlı olduğunu görüp, dönüşe geçtiğimizde İzmir'de programsız bir şekilde bekletildik.

Uzun yıllardan beri görmediği annesi ile buluşacak ve 10 dakikada olsa, ana kokusunu içine çekecekti. O zaman öğrendim hikayesini, daha yakından tanıdım onu...

"Ağabey, annem çok güzel bir kadın. Güzellik yarışması birinciliği bile var. Babam da polis memuruydu. Cizre'de hiç Türkçe bilmeyen Kürt ebelerin yardımı ile dünyaya getirmiş annem beni. Ben çok küçükken de ayrılmışlar. Her biri kendine bir hayat kurdu, ben de babaannemle yaşadım, onun yanında büyüdüm. Üniversiteyi kazandım ama okuyacak param yoktu. Çevremdeki herkesin okula gitmek isteğime karşı ürettikleri bir bahanesi vardı. Ben de o sıralar peşimde koşan kocama haber saldım. 'İstetsin beni' dedim ve evlendik. Bir çocuğumuz oldu ama geçinemedik. Artık bundan böyle oğlum için yaşıyorum" diye hayat hikayesin anlattı, en son karşılaşmalarımızdan birinde.
"İş arıyorum, benim silahlı güvenlik sertifikam da var" diye ekledi, gururla...

Aslında mücadele gücü yüksek, çok güçlü biriydi. Her insan gibi elbette onun da hataları ve eksik yönleri vardı. Kaldı ki onun hayatı bir çoğumuzunki kadar kolay değildi...
Çok iyi niyetliydi, iletişim kurmayı çok iyi bilirdi. İnsan sevgisi üst seviyede olduğu için hemen samimi olurdu. Onu gerçekten tanımayıp da bundan rahatsızlık duyanların fikri biraz tanıdıktan sonra değişirdi.

Oğlunu kaybetme korkusu tüm benliğini sardı. Çaresizliğe kapılıp ölmek istedi ama beceremedi. Zaten becerememeliydi. Çevresinde hakkında iyi düşünmediği, elinden geldiği oranda iyilik yapmadığı insan yoktu ama çok fazlasını yaptığı kişi aldı onu ipten...

Kızdılar bize, "Niye haberini yaptınız, o kadar fotoğrafını koymaya ne gerek vardı" diye çıkışanlar oldu. Böyle düşünen kesimin yüzlerce kat fazlasını düşünenler de vardı. Telefonlarımız hiç susmadı. Durumunu merak ediyorlar, onu soruyorlardı. Göz yaşlarını tutamayanlar, "iyileşip aramıza dönsün iki tane tokat patlatacağım" diyenler vardı.

Sosyal medyada ve ikili, üçlü muhabbetlerde en samimi dualar ve övgüler havada uçuştu.
Yaşamı, insanları çok seviyordu. Bu olay, insanların bunu daha iyi fark etmesini sağladı.
İntihar girişimi başarısız oldu ama gönüllerde edindiği yer artık belgelendi.

O, bunu fazlasıyla hak ediyor.
Bundan sonrası onun için artık İFTİHAR vakti..
Deli kız, aramıza yeniden HOŞGELDİN...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.


Bugün için kayıtlı nöbetçi eczane bilgisi bulunamadı.