Sadece Çine'den bahsetmiyorum.
Son dönemde Aydın il genelinde bedava dağıtılan gazete sayısında müthiş bir artış var.
Perşembe'nin geleceği Çarşamba'dan belli oluyor ya;
Seçimin yakın olduğu da, bedava dağıtılan gazetelerden...
Biz de, gazete satacağız diye gece gündüz diyar diyar dolaşıyoruz.
"Bedavası varken niye parayla alalım?" diyenlere, durumu izah ediyoruz.
Diyoruz ki; “bedava gazete okuyan, çok ucuza kandırılır.”
Parasını mutlaka birileri verir.
Sizi kandırmanın maliyeti, üç kuruşluk gazete olur.
Ey halk; kanmayın, ucuz işlere aldanmayın.
Kirli adamlar, makamları ve emaneti kirletti.
Temizlemenin yolunun da gazetelerden ve gazetecilerden geçtiğini düşünüyorlar.
Oysa kirli kazanımları temizlemenin bürokratik yönünü, en iyi onlar biliyor.
Fakat halkın gözündeki kirliliği temizleme yolunun da bedava gazete dağıtmaktan geçtiğine inanılıyor. Gazeteciliği kirletiyor, gazeteyi kirletiyorlar.
Temizlemek için de dört elle boyacıya sarılıyorlar.
Gazete kağıda basıldığı için, boya da boyacı da temizleyemiyor.
Sonra da gazetesini parayla satan, işini hakkıyla yapanın üstüne geliniyor.
"Parayla gazete satıyor, KDV üretiyor, istihdam yaratıyor" diyerek madalya vermeleri beklenmiyor, ama bir takım yetkilerin kişisel kin ve ihtiraslara alet edilmeye kalkışılması düşündürüyor.
Kendini, yetkisini pazarlayanlar gibi sen de gazeteni ve kalemini sistem sahibi patronlara pazarlamazsan böyle sıkıntılar olacaktır, oluyor.
İki tane satılık ....'nın ne düşündüğünün, ne planladığının hiç bir önemi yok.
Halk, her şeyi görüyor ve en doğrusunu biliyor.
Onlar kendini bir şekilde temizlerlermiş.
İyi de;
Vicdan denilen şey, ne güne duruyor...