Çine neresi? Sorusuna “Dünyanın merkezi” diye yanıtlarım.
Doğup büyüdüğüm topraklar olmasının yanı sıra aşkla, tutkuyla bağlı olduğum gazetecilik mesleğini öğrendiğim, icra ettiğim, bunu yaparken de halkına fikri olarak hizmet etme şerefine nail olduğum ve bu nedenlerle ömrüm bitse de borcumun bitmeyeceği yerdir benim için Çine.
Çine halkının hakkı söz konusu olduğunda karşıma almayacağım hiçbir kimse ya da güç yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Çine halkının tüm haklarını korumayı ve savunmayı görev sayarım. En olmazsa olmaz ve birincil sorumluluğumun Çinelilerin haber alma hakkı olduğunu çok ama çok iyi bilirim.
Bilerek, isteyerek, arzulayarak, kurgulayarak, tasarlayarak, planlayarak bu güzel ilçeye hiç zarar vermedim. Cehaletimden, bilmezliğimden, saflığımdan, toprağını ve insanını sevmeyi abartmaktan kaynaklı hatalarım, yanlışlarım olmuş mudur; bilmiyorum. Olduysa da bunları görmezden, duymazdan geldikleri, affetmeseler bile yüzüme vurmadıkları için hemşehrilerime sonsuz teşekkür ederim.
Bırakın bir siyasetçi olmasını, belediye başkanı olmasını, dostluğumuzu, arkadaşlığımızı, zaman zaman aynı sofraya oturmuşluğumuzu Çine’nin bir ferdi olmasından kaynaklı Enver Salih Dinçer’i çok severim. Babası Ünal amcaya da inanılmaz derecede saygı duyar, hürmet ederim. Annesi İncila teyze, Eşi Tuğba hanım, kızları Bade ve Beren kardeşlerimiz kıymetlimizdir, hepsine karşı kendimi ayrı ayrı sorumlu hissederim.
Bütün bu açıklamaları neden yaptığımı yazacağım, önce Salih Dinçer ile ilgili iki güzel hatırayı paylaşmak isterim. Birini babası anlattı, diğerine ben bizzat şahit oldum.
Ünal amcanın anlattığı, “Benim oğlan yalan söylemez. Küçükken, uydu antenleri yeni çıkmış ve yılbaşı günü ben çok yoğun uydu anteni satmış ve takılmasıyla uğraşmıştım. Bitkin halde eve geldiğimde, eşimin kurduğu sofranın tadını çıkarmak ailemle keyifli bir akşam geçirmek istediğimden, ‘kapıyı çalan olursa evde olmadığımı söyleyin’ dedim. Ben duştayken kapı çalmış, uydu anteni taktırmak isteyen birileri gelmiş. Eşim, ‘Ünal evde yok’ demiş. Salih, ‘Anne niye yalan söylüyorsun, babam evde ya’ diye çıkışmış. Bizim hanım kıpkırmızı olmuş, rezil etmiş annesini…”
Benim şahit olduğum, “Ünal Dinçer, oğlu belediye başkanı olduktan sonra 2012 yılında iki dükkanı imara aykırı bir şekilde birleştirmişti. Salih Dinçer, ‘babam da olsa müsaade etmem’ diyerek duvarı yeniden ördürmüştü. Onunla ilgili haber Çine Madran Gazetesinin internet sitesinde var.
Sizin anlayacağınız dürüst ve düzgün adamdır Salih Dinçer, çevresinden kaynaklı, mensubu olduğu partinin etkin isimleri ve grubun kararlarından kaynaklı içine sinmediği halde zorunlu tutumlarından duyduğu bazı rahatsızlıklarını da özelde her zaman iletmiştir ve onlar hep aramızda kalmıştır, kalacaktır.
Salih ağabey, Salih Başkan bugün yaşam mücadelesi veriyor. En başından beri rahatsızlığını ve sağlık durumunu Çine halkından gizleyenler, bizim ekibin yaptığı gerçek haberler nedeniyle beni hedefi gösteriyormuş. “Emin Aydın ne yapmaya çalışıyor?” diye bazı yakın dostlarıma, akrabalarıma, arkadaşlarıma gidip mızmızlanıyorlarmış.
Amaçları nedir, halktan neyi neden gizlemek istemektedirler bilmem. Kulağıma gelen, hiç hoş olmayan bazı siyasi kurguları duymazdan geliyorum. Tıpkı, Dinçer’e çok yakın isimlerin sosyal medyada paylaştıkları içkili alem fotoğraflarını ve videolarını görmezden geldiğim gibi.
Sadece ve sadece Salih Dinçer’in yaşama tutunması, aramıza geri dönmesi için dua ediyorum.
Onun için dua edenlerin sayısının artması için gerçek bilgilerin paylaşılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Gerçekleri paylaşıyoruz diye niyet okumaya kalkanları, ön tarafa benim adımı koyup arka tarafta başka süreç yönetenleri, sahte göz yaşı döküp fütursuzca sosyal mecralarda içkili alem fotoğrafı ve videosu paylaşanları da Çineli oldukları için seviyorum.
Salih Dinçer hastalığı yenecek, hayata tutunacak, aramıza dönecek inanıyorum.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.