Facebook’ta Nurten Taştan ile sohbet ediyorduk.
“Çineliler biz bize yeteriz” demesin mi?
Bu arada Nurten Abla Çine Cumhuriyet Mahallesi’nden Avusturya’da yaşıyor.
Her gün Çine’deki gelişmeleri internet sitemizden takip ediyor. Bazı konuları Çine’deki yakınları bile ondan öğreniyor. 53 yaşında ve yeni doğan dünyalar tatlısı torununun heyecanı ve Çine hasreti ile yanıp tutuşuyor.
Dedi ki; “Avusturya’dan memleketimizle ilgili haberler almak çok hoşuma gidiyor.” Ben de, sitemizin 66 ülkeden giriş aldığını ve bunların hepsinin Çineli olduğu kanısı taşıdığımı söyledim.
“Kesinlikle Çinelilerdir ve biz bize yeteriz” dedi Nurten Abla…
“Biz bize yeteriz” cümlesi günlerdir beynimi kemiriyor.
Üzülerek söylüyorum Nurten Abla, biz bize yetmiyoruz.
Biz bize yetmediğimiz için Çineli olmayanlar bizi bizden daha iyi kullanıyorlar.
Çineli olup ta memleketin kaynaklarını sömüren çakallar da bizi kullanmak için Çineli olmayanları iyi kullanıyorlar.
Bu rahatlığın keyfini yıllardır süren ithal akıl hocaları da rahatlıkla bizlere, “Siz gazeteci değilsiniz, size bu memlekette gazetecilik yaptırmam” diyebiliyor.
Biz Çine’de beklentisiz köy bütçelerine ve muhtarlara bir kuruş bile yük olmadan, hiçbir kamu kuruluşuna ağırlık vermeden köy gazeteleri çıkarıyoruz.
Yıllardan beri de Çine’de gazetecilik yaparak halkı bilgilendirmeye çalışırken birçok şeyimizi feda ediyoruz, ama yöneticilerimize yaranamıyoruz.
Onlara yaranmak için şahıslara hizmet etmek gerektiğinin bilincinde olduğumuz için, hiç de bu durumu umursamıyoruz. Halkımızın takdirini ise her zaman görüyor ve hissediyor olmanın hazzı ile mesleğimizi en iyi şekilde yapmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Merkezi Manisa, baskı yeri İzmir olan ve ilk sayısında (ikincisi çıkar mı bilmiyorum) Çine’mize ve köylerine geniş yer veren adı sanı duyulmamış bir gazetenin temsilcisi en üst makama geliyor, “Bana yardım edin” diyor.
Özel kalemdeki memur tek tek muhtarları arayarak, “Bu gazeteciye yardımcı olun” mesajını iletiyor. O gazeteci de bunu fırsat bilip muhtarlara 150-300 tutturabildiğine fatura kesiyor. Bu gazetenin merkezinin bulunduğu memleketten olan akıl hocası da, bize gazetecilik yaptırmayacağından bahsediyor.
Bitmedi Nurten abla işin siyasi boyutu da var. Onu da içimizdeki çakalların yardım, bağış ve maaş gibi çeşitli kalemlerle tuttuğu yabancılar şekillendiriyor. Kendi kendimize karar veremiyor, seçim bile yapamıyoruz.
Aklı Manisalılar üretiyor, nakliyesini Savranderililer yapıyor, şekli Sivaslılar veriyor.
Nurten Abla, sen ve senin gibi bizleri beklentisiz takip edenler çalışmalarımızın kıymetini biliyor, takdir ediyor, ama bizim olan imkânları kullanan çakalların uşaklaştırdıkları bilmiyor…
Çine ve Çine kamuoyu umurlarında olmadığı ve sırtlarına dayadıkları dayıları sayesinde güvencede oldukları için bilmeleri de gerekmiyor.
Biz sorumluluğumuzun farkında, işimizi doğru yapmaya devam edeceğiz.
Bütün bunları, biz bize yetmediğimiz için anlattım.
Biz bize yetmemiz için hepimizin, “yetti gari” deyip bizi bölüp, parçalayıp sömürenlere karşı topyekun duruş göstermemiz gerekiyor.
Yoksa, “Manisalı, Savrandereli ve Sivaslı Çine şekilcilerine devam, Ankara’ya da selam” der, dururuz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.